Arabuluculuk kurumun aktif ve etkin bir şekilde kullanımı ile mahkemeye intikal ettirilen davaların sayısında bir azalma söz konusu olmuştur. Böylece, mahkemelerin daha verimli çalışmasını sağlayıcı bir ortamın kurulması mümkün hale gelmiştir. Arabuluculuk ile kapsam açısından büyük addedilmesi mümkün olmayan davaların mahkeme dışı çözümü ile hızlı bir şekilde adaletin tezahür etmesi de sağlanmıştır. Türk adalet sistemin verimliliğini arttıran arabuluculuk kurumunun aktif şekilde kullanımı ile aralarında uyuşmazlık bulunan kişilerin anlaşması sağlanır. İş hukuku kapsamına giren davalarda da arabuluculuk müessesinse başvuru yapılabilir ve işçi ile işveren arasındaki anlaşmazlık kısa sürede çözüme kavuşabilir.
Avrupa Parlamentosu’nun 2008/52 sayılı 21.05.2008 tarihli Direktif ile ‘İş Hukuku‘ alanındaki davaların arabuluculuk yöntemi ile çözülmesi önerilmiştir. 4857 sayılı İş Kanunu‘na eklenen 3’üncü maddesinde iş hukuku uyuşmazlıklarında arabuluculuk dava şartı olarak öngörülmüştür.

İhtiyari ve zorunlu arabuluculuk kavramları

Arabuluculukla ilgili düzenlemede ticari davalara ilişkin konularda arabulucuya gidilmesi zorunluluğu bulunur. Ancak bu her ticari sahaya giren dava için bu şekilde değildir. ufak çaplı alacak verecek gibi davaları kapsayan zorunlu arabuluculuk iş hukukuna yönelik bazı davalar için de aynı zarureti içerir. İhtiyarı arabuluculuk ise, kişiler arasındaki anlaşmazlığın arabulucuya götürülmesini zorunlu kılmaz ve bu zorunluluk olmadığından dolayı da mahkeme başvuruları kabul edilebilir. Ancak zorunlu addedilen alanlardaki anlaşmazlıkların öncelikli olarak arabulucuya, daha sonra gerekmesi halinde mahkemeye intikal ettirilmesi gerekir.

İş hukukunda arabuluculuk kapsamı nedir?

İşçi ve işveren arasındaki uyuşmazlıkların hızlı ve seri bir şekilde kesin çözüme bağlanmasına yönelik arabuluculuk müessesine başvuru ihtiyarı bir süreç idi. Ancak işçi haklarının erkenden teslim edilmesini sağlayıcı bir uygulama olarak arabuluculuk kurumunun işçi hukukunu kapsayan bazı davalarda zorunlu hale getirilmesi sağlandı. Bunlar arasında şunlar sayılabilir: yıllık izin ücretlerine ilişkin anlaşmazlıklar, mesai ücretleri ile alakalı anlaşmazlıklar, kıdem ve ihbar tazminatı ile ilgili uyuşmazlıklarda arabulucuya gidilmesi zorunludur. Bu gibi anlaşmazlıklarda doğrudan mahkemeye başvuru yapılması halinde davanın reddi ile karşılaşmak mümkün olabilir. Öncelikle arabulucu kurumlar üzerinden aranması gereken adaletin gerçekleşmemesi durumunda mahkemeye başvuru yapılabilir.

İşçi ve işveren arasındaki anlaşmazlığın arabulucu kuruma götürülmesinden sonra her iki tarafın da anlaştığı bir arabulucu üzerinden müzakerelere başlanılabilir. Ancak tarafların arabulucu üzerinde anlaşamaması halinde arabuluculuk merkezi tarafından atanan bir arabulucu ile masaya oturmaları gerekir. İşçi ve işveren arasında çeşitli nedenlerden dolayı yaşanan uyuşmazlıkların arabulucu kurumuna götürülmesi hızlı bir şekilde çözümün ortaya çıkmasını sağlar. İşveren tarafından işçi akdinin haksız bir yere feshedilmesi halinde arabulucu kurumuna müracaat edilmesi lazımdır. İşçi, işveren tarafından akdinin feshedilmesinden sonraki bir ay içerisinde arabulucuya alınan kararın iptalini sağlamak üzere başvurması gerekir.

Arabuluculuk kurumu tarafından yapılan müzakerelerden netice alınmaması halinde son bir tutanak işlenir. Bu tutanakla beraber işçi, iki hafta içerisinde iş akdinin haksız yere feshedilmesinden dolayı ortaya çıkan mağduriyetin giderilmesine yönelik işçi mahkemesine dava açabilir.
2008/52 Sayılı 21.05.2008 Tarihli Avrupa Parlamentosu Direktifi
4857 Sayılı İş Kanunu