Bir toplumun en küçük ve önemli yapıtaşını ifade eden ailenin korunmasına ilişkin düzenlemeleri içeren ev yine aile içerisindeki uyuşmazlıkların giderilmesine yönelik kuralları belirleyen aile hukuku, medeni yasanın geniş bir alt dalı olarak ortaya çıkmıştır. Evlilik, boşanma, mal ve evlatlara ilişkin durumlar, velayet davaları ve nafaka gibi durumların hepsi aile hukuku kapsamında yer alır. Aile içerisindeki şiddet olaylarının çözümü, evlilikten veya farklı şekilde sahip olunan çocukların durumu gibi haller de aile hukuku kapsamında değerlendirilir. Aile hukuku ile beraber ortaya çıkan farklı davranışların çözümüne yönelik müracaat edilen diğer yardımcı kaynaklar, evrensel nitelikteki değerleri oluşturan anlaşmalar ve iç hukuk alanında yapılan düzenlemelerdir.
Ailede ortaya çıkan sorunların çözümüne yönelik görevlendirilen aile mahkemeleri, konu olan davanın yapısına göre uzman ve bilirkişilerden destek alabilir ve böylece ailedeki sorunun çözümünü hızlandırabilir. Özellikle kadına şiddet ve çocuk istismarı konularında psikolog ve çocuğun korunması için sosyal kurumlardan destek talep edilebilir. Aile hukukunun temelini medeni yasalar belirler. Burada yer alan yasalara uygun bir şekilde aile içi uyuşmazlıklara karşı ne gibi çözümlerin getirilebileceği aile hukukunda açıklanmıştır. Esas amaç, aile birlikteliğinin korunmasıdır; ancak kişilerin hakları ve özlük hakları da dikkate alınarak uyuşmazlığın giderilmesi hedeflenir.

Aile hukuku kapsamındaki davalar nelerdir?

Aile hukuku kapsamında bakılan davalar arasında boşanma davalarının sayısı yüksektir. Böyle bir davanın hızlı sonuçlanmasını engelleyici birden fazla neden olabilir. Bunlardan en önemlisi, çocuğun velayet davasıdır. Velayet davası ve çocuğu görme hakkının tespiti konusundaki anlaşmazlıklar boşanma davalarının uzamasına neden olabilir. İkinci husus ise, boşanmanın gerçekleşmesinden sonra erkek tarafının ödemesi gereken nafakanın miktarın ilişkin konudur. Bunlara yönelik uyuşmazlık ve anlaşmazlıklar aile hukuku tarafından çözüme kavuşur.
Aile hukuku kapsamına giren davalardan birisi de velayet davasıdır. Boşanmaların uzamasına ve çekişmeli bir hale dönüşmesine neden olan çocukların mutluluğu için doğru kişide kalması hedeflenir. Buna yönelik kararların alınması yönünde uygulanacak adımlarda, uzmanlardan yardım talep edilebilir. Böylece hakimin çok daha doğru ve uygun karar vermesi sağlanır. Ancak yine de çocuk veya çocukların boşanmadan kaynaklı bir psikolojik sorun yaşamaları muhtemeldir. Bunun için de çocuk psikologlarından destek alınır ve çocuğun boşanma ile ilgili süreçten en az şekilde yara almasına dikkat edilir.
Velayete ilişkin davanın uzamasına neden olan konulardan biri mirasa ilişkin husustur. Çocuğun mirasa sahip olması ve velayeti alacak tarafın bu miras üzerinde hak sahibi olması nedeniyle çocuğun velayetinin kimde kalacağına yönelik dava uzayabilir. Ayrıca, nafaka kapsamında çocuk için ödeme yapmayı reddeden erkek tarafı, boşanma sürecinin uzamasına neden olabilir. Bu gibi durumların hepsi aile hukuku kapsamında çözüme kavuşur ve taraflar için en doğru kararın alınması sağlanır.