Ticari faaliyetlerin gelişmesi ile beraber, kişiler arasındaki alacak verecek ilişkilerine yönelik alan da ayrı bir hukuk dalı olarak ortaya çıktı. Bu bakımdan borçlar hukuku, uzmanlık gerektiren bir disiplin olarak varlığını sürdürmektedir. Kişiler arasındaki borç bağını düzenleyen ve geciken borçların tahsilin yönelik usulü belirleyen, bu alana ilişkin kavramları net bir şekilde tanımlayan hukuka, borçlar hukuku denilir.

Borçlar hukuku nedir?

Eşitler arası ortaya çıkan bir borç ilişkisini düzenleyen veya irdeleyen borçlar hukuku, uzmanlık gerektiren bir alanı ifade eder. Borçlar hukuku ve kanununu anlayabilmek için alacak verecek ilişkisi olan kişilerin özel hukuk tarafından nasıl ifade edildiğinin iyi anlaşılması gerekir. Bu bakımdan, iki kişi arasında ortaya konulan bir borç ilişkisinde, borcu olan tarafın alacaklısına edimde bulunmaya yükümlü kişi olduğu bilinmesi gerekir. Böyle bir yükümlülük olduğundan dolayı alacaklı kişi veya taraf ise, edimin veya davranışın yerine getirilmesini talep etme hakkı vardır. Diğer bir tabir ile, borcun tahsilini talep etme hakkına sahiptir. Ancak buradaki talep etme hakkı, borç sözleşmesinde belirtilen vadenin gelmiş olmasına veya vadenin gelmiş olmasına rağmen borçlunun tahsilatı geciktirmesi durumunda kazanılır.

Sözleşmeden kaynaklı borçlar

Bu açıklama ve girişten sonra borçlar hukukuna yönelik tanımın en net ve kesin ifadesi şudur: borç ilişkilerini düzenleyen ve bu alana ilişkin uyuşmazlıkları çözen hukuk dalıdır. Birden fazla borç gerçekleşme şekli olabilir. Borçlar kanununda ele alınan ilk borç gerçekleşme şekli, sözleşmeye dayalı veya sözleşmeden doğan borç yükümlülükleridir. Bu alana ilişkin maddelerde, sözleşmenin tanımı yapıldıktan sonra niteliklerinden bahsedilir. Sözleşme, taraf olan kişilerin iradelerini izhar ettikleri ve yazılı halde beyan ettikleri hukuki evraktır. İster açık isterse de örtülü bir şekilde yapılan sözleşme, tarafların rızasıyla oluşmuştur. Böyle bir sözleşmeden borç ilişkisinin doğması halinde borçlar hukuku devreye girer.
Kanunun 49.maddesinde haksız bir fiilden dolayı ortaya çıkan borçlar da düzenlenir. Herhangi bir kusurlu davranış sonucunda veya hukuki olmayan bir yoldan şahsa zarar veren kişi, zararın define yönelik davranıştan mesul tutulur. Ancak zarar gören kişinin zararını ispat etmesi gerekir. Bir tazminatı ödenmesine karar verilmesi halinde hakim, zararın büyüklüğüne göre bir tazminat belirleyebilir. Borçlara yönelik davaların büyük bir kısmını borçların ifası oluşturur. Borçlunun, borcunu ödemesine ve tamamlamasına borcu ifade denir. Taraflar arasındaki borç ilişkisinin çözümüne yönelik davalarda hem borçlu borcundan kurtulur hem de alacaklı borcunu tahsil etmiş olur.