Ticari faaliyetlerle ilgilene kişilerin gelirlerini tespit bakımından iki farklı yol izlenir. Ticaret ve sanat erbapları gerçek usulde gelir vergisi sınıfına girebilir; veya basit usulde verilendirmeye tabi tutulabilir. Buna götürü usule tabi kişiler de denilir. Bu iki vergilendirme modeli arasında birtakım farklar vardır. Gerçek usule tabi kişi veya mükellefler; gelir vergisi, stopaj ve KDV gibi verilerden muaf değildir. Basit usule tabi kişi ise, sadece basit ticari faaliyetinden kazandığının vergisini ödemekle yükümlü olur. Her iki vergi modelinde de ödenmesi talep edilen sabit bir vergi rakamından bahsedilemez. Bu konudaki miktar ve rakam elde edilen kazancın büyüklüğüne göre ortaya çıkar.
İki vergi modeli arasındaki farktan anlaşılacağı üzere basit usulde bazı vergilendirme avantajlarının olduğu anlaşılabilir. Ancak herkesin basit usule tabi olabilmesi mümkün olmadığından dolayı vergisel anlamda sunulan avantajları değerlendirmeleri de mümkün olmaz. Bu açıdan, basit usul vergilendirmenin şartlarının neler olduğunu not edelim:
Basit Usule Tabi Olmanın Şartları
Gelir vergisi kanunda belirtilen birtakım şartlara haiz olunduğunda basit usule tabi olunabilir. Buna göre, kanunda belirtilen genel ve özel şartların tümüne birden haiz olunması aranan şartlardan birisidir. Genel şartlar; kişinin kendi işinde çalışması veya bulunmasıdır. Diğer bir ifade ile, işyeri mülkiyetinin işin sahibi olan kişiye ait olmasıdır. Kiralık bir yer ise, yıllık kira bedelinin her mali yıl başında güncellenen kira bedelini aşmaması lazımdır. Diğer bir şart ise, yapılan faaliyetler açısından gerçek usulde vergilendirme modeline tabi olunmamasıdır.
Basit usule tabi olmanın bir de özel şartları tanımlanır. Bunlardan biri, ticaret ile meşgul olan kişinin yıllık alım satım cirosunun belirli bir miktarı geçmemesi gerekir. Bu konudaki 2018 rakamları, yıllık alımlarda 100 bin lira, yıllık satışlarda da 148 bin liradır. Yine hizmet sektöründeki bir faaliyetin yıllık hasılatının 49 bin lirayı geçmemesi şartı söz konusudur. Bu tip vergi modeline tabi olmanın birtakım avantajlarından söz edilmesi mümkündür. Öncelikle, yasal muhasebe defteri tutma zorunlu değildir. muhtasar beyanname hazırlanmaz. Üç aylık dönemler için geçici vergi ödemesi yapılmaz. Ayrıca, KDV beyannamesi hazırlanmasına da gerek yoktur. Çünkü teslim ve hizmetler KDV’den istisna tutulur.
2018’de çıkarılan düzenleme ile basit usule tabi kişilerden Defter Beyan Sistemi kullanım zorunluluğu getirilmiştir. Böylece, mükelleflerin yaptıkları işlemleri ilgili sisteme girmeleri ve tutulan defterleri ilgili kuruma göndermeleri zorunluluk halini almıştır.