Dünden çok daha etkin ve baskın hale gelen iletişim araçlarının yayınlarına yönelik düzenlemeleri içeren iletişim veya kitle iletişim hukuku, yayın yolu ile topluma erişen tüm organları kapsamı içerisine alır. İletişim araçlarının toplumu yönlendirmeye dair gücünün iyiden iyiye hissedilmesinden doğan bir ihtiyacı ifade eden iletişim hukuku, aynı zamanda da büyük ekonomik ilişkilere dönüşen iletişim sektöründe yaşanacak veya yaşanma ihtimali bulunan uyuşmazlıkların veya hukuka aykırı durumların ortadan kaldırılması ve çözüme kavuşması açısından da ortaya çıkmıştır.
İletişim hukuku ile basının ve haberleşmenin hürriyetinin de garanti altına alınması hedeflenir. Toplumun doğru haber ve bilgi edinme hakkının gaspına veya bu ihtiyacı manipüle etmeye yönelik icraatlara izin vermemek için birtakım düzenlemeler yapılır. Bu kapsamda, tekelleşmenin önüne geçilmesi veya kişilerin haklarını doğrudan ihlal edici yayınların yaptırıma tabi tutulması gibi çeşitli tedbirler alınmıştır. İletişim hukuku kapsamında haberleşmenin özgür bir şekilde sağlanması adına basın hürriyeti kavramı tanımları ve özellikleri belirtilir.
İletişim hukuku kavramları
İletişim hukukunca tarif edilen basın hürriyeti, bir fikrin, haberin veya düşüncenin serbestçe dolaşımını ve çoğaltılabilmesini karşılar. Bu bakımdan basına yönelik hürriyet, bir fikrin veya haberin toplanmasını, işlenmesini, yayılmasını ve bu fikrin eleştirilmesini, fikirlerin dağıtılabileceğini ifade eder. Ancak bu hürriyet kapsamında girilen ve dağıtılan haberlerin haksız, kasıtlı veya gerçekleri çarpıtıcı olduğunun tespiti veya yayından zarar gören kişi tarafından ispat edilmesi halinde sorumlular yaptırıma tabi kalabilir.
Bu bakımdan basın veya haberleşme hürriyetinin bir haberin tahlilini yapmak, eleştirmek, yeni öneriler getirmek veya yapılan bir icraatın yanlışlığına yönelik olabilir. Kişilerin değil, kişilerin fiil ve davranışlarının eleştirilmesi temel prensiptir. Ancak kişilerin özlük haklarına yönelik bir saldırı, hakaret ve hukuka aykırı şekilde yapılan haber veya yorumlar, basın hürriyeti kapsamında değerlendirilemez. Bazı durumlarda da iletişim hukukuna dayalı olarak haberleşme hakkı rafa kaldırılabilir. Bu bazı konulara mahsus durumlarda ortaya çıkar ve tümden bir yasağı ifade eder.
Yasakla ilgili bazı prensipler söz konusudur. Evrensel bir kabule dayalı prensipler, iletişim hukukunun kapsamına girer. Bazı prensipleri şu şekilde ifade edebiliriz: Devletin egemenlik haklarının koruması, karışıklıklara karşı tedbir alınması, ahlakı bozucu durumların yaygınlaşmasının önlenmesi, insan şeref ve saygısının korunması, adaletin zedelenmesini önlemek ve doğru bir soruşturma sürecinin yürütülmesini sağlamak açısından bazı tedbirler konulabilir. Bazı alanlarda haber yazmak, bunları yaymak ise yasaktır. Askeri sınırların yazımı, devlet sırlarının ifşa edilmesi ve gizliliği beyan edilen devlet toplantılarının kamuya sunulması.