Kamu hukuku, kişi ile devlet arasındaki ilişkiyi düzenleyici ve tanımlayıcı bir hukuk dalıdır. Aynı zamanda, devletin diğer devletlerle olan ilişkilerini de düzenleyicidir. Kişinin devletle olan ilişkisinde devlet, şahsa göre üstün durumdadır. Bu kanunda eşitlik ilkesi söz konusu değildir. Devlet, iradesini açıklar ve hukuki bir ilişki ortaya çıkar. Bir başka deyişle, devlet tarafından alınan tek taraflı bir karar resen icra edilebilir. Örneğin, bir kamulaştırma sürecinde devlet taraflara tebligat gönderir ve arazinin değerini ödeyerek, ilgili yerin kamulaştırılmasını sağlayabilir.
Kamu hukuku dalları nelerdir?
Kamu hukukunu oluşturan birden fazla daldan bahsedilebilir. Bunlar; anayasa hukuku, ceza, idare, vergi ve devletlerarası hukuk şeklinde sayılabilir. Anayasa hukuku, bir ülkedeki vatandaşların temel hak ve hürriyetlerini düzenleyici kanunları oluşturur. Bununla beraber, devletin teşkilat yapısını tanımlar, organlarını belirler ve bunların görevlerini açıklar. Bu hukukun kaynağı 1982’de kabul edilen 82 Anayasası’dır. Kamu hukukunun alt dallarından birisini ifade eden idare hukuku, devletin örgütlenme modelini ve işleyişini düzenler. Ayrıca, kişilerin devlet idare organları ile iletişimini ve ilişkisini de düzenleyici kanunları kapsar. Bu idari kanunun dallarını oluşturan belediye, memuriyet ve idari yargılama kanunları da kamu hukukunun en alt birimlerini oluşturur.
Ceza kanunu da kamu hukuk dallarından birisidir. Çünkü bir toplumun düzenini sağlamak ve bununla ilgili tedbirleri almak kamu kurumlarına aittir. Dolayısıyla, şahıslar tarafından işlenilen suçların tanımını içeren, öngörülen cezaları içeren ceza infaz hukuku da kamu hukuk alt dallarından biri olarak sayılır. Genel ve özel olarak ayrılan ceza hukukunun genel prensip ve ilkelerinin yer aldığı dalı, ceza genel hukukudur. Ceza özel hukuku ise, suçları teker teker sayar ve niteliklerini belirler. Böylece, bir toplumda işlenilen veya işlenebilecek suçlara yönelik en doğru cezanın verilmesini hedeflenir.
Kamu hukuku dallarından birisi olan Vergi hukuku, devlet ve şahıslar arasındaki ilişkileri inceler. Bu kanunda kapsamında verginin nasıl ve kimlerden alınacağı açıklanır. Kanunda yer almayan bir verginin tahsil edilmesi mümkün değildir. Bu nedenle, vergi işleminde vergide kanunilik ilkesi aranır. Ayrıca, vergide adalet de vergi tahsilinde dikkat edilen nitelikler arasındadır. Herkesin mali imkan ve gücüne göre vergi vermesini veya devletin vergi tahsil etmesini ifade eder. Ayrıca, vergide genellik de vergi hukukundaki temel prensip ve ilkelerden birisini karşılar. Herkesten vergi alınmasının gerekliliğini oluşturur. Bu bakımdan üç farklı şekilde vergi tahsili söz konusudur: Servetten, gelirden ve giderden alınan vergiler.